3 Mart 2010 Çarşamba

GÖRME ALANI

Çoktandır bir şeyler yazmıyordum.Hayır!! aklıma gelmediği için ya da düşünmediğimden değil,sadece içimden gelmiyordu.Öyle bir aylaklık içinde tatilde gibiydim.Oysa bir sürü şey oldu bu süre içinde ama boşver dedim kendi kendime bunları da görmeyiver gitsin.

Görmek deyince geçenlerde gözümde bir ağrı hissettim ve doktara gittim.Çok uzun yıllardır gözlüklü bir adam olarak alışkın olduğum bir yerdir göz doktorlarının muayenehaneleri.Ama bu sefer biraz korktum aslında.Çünkü hissettiğim şey biraz farklıydı.Doktor kısa bir kontrolden sonra bazı testlerin yapılması gerektiğini ve ancak bunların sonunda karar verilebileceğini söyledi.Test günü geldi çattı beni bir karanlık odaya aldılar,bir gözümü kapattıktan sonra diğeriyle önümde duran kutunun içine bakmamı ve oradaki sarı ışığa odaklanmamı,gözümü ayırmadan ışığa bakarken belli aralıklarla çakan başka küçük ışıkları her hissettiğimde,elimdeki butona basmamı söylediler.Her bir göz için 15 dakikalık bu testin sonunda görme alanını ölçerek bir noktaya bakarken etrafta olan diğer şeyleri görüp görmediğimi tespit ettiler.

Test bana at gözlüğü ile hayata bakıp duyarsızca kendi isteklerini yapmaya çalışan,kendi idealleri uğruna çevrelerinde olan bitene kulak tıkayıp,hedeflerinin peşinde koşan ve bu uğurda herkesi bir basamak,herşeyi kendini istediği noktaya getirmek için bir araç gören insanları hatırlattı.Yaşadığımız şu dönemde bu duyguyu güdenlerin ne kadar çoğaldığını farkettim.Şöyle bir bakarsanız olaylar da insanları buraya taşıyor.Bencil,duygusuz ve materyalist oluyoruz giderek.Kendimizden başka hiç bir şeyi umursamadan yaşamaya endekslendik adeta.Ne olursa olsun bu düşünceden bir an önce sıyrılmamızın,toplum bilinciyle hareket etmemizin ve bizi yükseltecek ruhun bunun içinde gizli olduğunu hatırlamızın zamanıdır şimdi.

Bir hedef belirlemek ve ona ulaşmak için çalışmak öncelikli amacımızdır elbette ama bunu etrafımıza kulaklarımızı tıkamayarak,tıpkı o testte istedikleri gibi hedefe bakarken diğer küçük şeyleri de görerek yapmalıyız bence.Unutmayalım ki yaşam birlikte olduğunda güzeldir.

Hamiş:
Test sonunda ne oldu diye sorarsanız? Doktor 'siz de daha çok iş var turp gibisiniz gözünüzden hiç bir şey kaçmıyor neredeyse' dedi...:))

4 yorum:

  1. :)) gozlerinizin saglikli olmasina sevindim. doktorun dedigi gibi dilerim su toplumda yasayan kimsenin de gozunden birsey kacmaz da kendi icin yasamaktan vazgecip olup biten cevresini etkileyen herseyi gorebilir..

    YanıtlaSil
  2. Ah ahhh söyleyecek çok şey var ama insanın dili varmıyor böyle dokundurup geçiyoruz aslında kendimden korkuyorum bazen bir açılırsa çenem diye ..:) bu arada çok teşekkür ederim.:))

    YanıtlaSil
  3. Cem dedi ki...
    Burçin,Sen ne eski gözü kesiklerdensin.Kesiklerden turpları bile görmüşsün...:)))Başka neler gördün bana söyle.Kimseye söylemem...:)))Yinede geçmiş olsun kuzen.CemTOPAÇ

    YanıtlaSil
  4. Görmek denince aklıma hep "bakmak" da gelir... Sadece bakmayı değil, görmeyi de becerebildiğimiz sürece duyarlılık yüzünden belki mutsuz da olabiliyoruz, ama duvar gibi olacağıma duvardaki çivi olma tercihimle bir vazgeçişe de imza atmış oluyorum.

    Bir de kızdığım insanlar için kullandığım bir cümlemi yazayım: "görme alanıma bile girmesini istemiyorum"
    :)))

    YanıtlaSil