11 Şubat 2010 Perşembe

BİR TÜKÜRÜK HADİSESİ

İnternette en fazla izlenen ve show programına konuk olan öğrenci küçük kızı hepiniz seyretmişsinizdir sanırım.İşin mizahi boyutu belki herkesi güldürmüştür ama hiç yüzüne dikkatli baktiniz mi ? O küçüğün sözlerindeki öfkeyi farkettiniz mi? Evet minik bir ağızdan çıktığı için belki komik gelebilir hepimize ama hiç de şaka yapmıyordu o.Bunları söylerken içinde yanan kocaman ateşi yüzümüze haykırıyordu adeta.

Öyle bastırılmış duygular beni hep korkutmuştur.Böyle büyüyen biri ileride gücü eline aldığında nasıl bir kişiliğe dönüşecek diye hep düşünürüm genel olarak.Büyüdüğünde sert bir yapıya sahip olur,çünkü küçükten kavrulmuştur yüreği.

Babasının ne kadar zor şartlarda çalıştığı,annesinin nasıl evi ayakta tutmak için çabaladığını gördükçe daha da katılaşır.Belki utancından devlet büyüğünün önünde sessizce duruyordu, başı önde ama yüzüne bakınca anlıyordunuz eline verilen ufak hediye torbalarının onu ikna etmediğini ve konuşsa ağzıdan kalıbına tükürmekten de daha ağır sözlerin çıkacağını...

Sınıfındaki videoda gösterdiği yırtık ayakkabısına,alamadıklarına,giyemediklerine,
yaşayamadıklarına isyan vardı sözlerinde.Aslında hayatın adaletsizliğine isyandaydı ve tabii bu durumdan kurtulmanın yolunun çalışmaktan geçtiğini biliyordu ya da öyle sanıyordu;derslerinde başarılı olan herkesin ilerde büyük adam olacağı öğretilmişti ona;oysa hayat derslerinde başarılı olanları bile nasıl eziyordu bunu daha bilmiyordu.

Okul okumanız yetmez!! Hangi okulda okuduğunuz sorulur işe girerken.Bırakın başka okuldan mezun olmanızı,istedikleri bölümü bitirmiş bile olsanız,okul isimleri önemlidir onlar için.Sizi tercih ederlerken o okul eğer istedikleri gibiyse, bu sefer liseyi nerede bitirdiğinize bakarlar.Eğer özel bir kolejde okumuşsanız bir üst sırayı kapmışsınız demektir, diğer başvuruların içinde.
Tabii dil önemlidir!! Bir tane bilmeniz sıkıntı yaratır.İki tane daha şık gözükür, üç dil biliyorsanız tadınızdan yenmezsiniz onlar için.
Sonra tecrübe önemlidir!! Saçma sapan bir iş için bile beş senelik iş deneyimi isterler ve bunların hepsi için bazen yirmibeş yaşını geçmemiş olmanız gerekir.Özellikle bir erkek için askerlik dahil hiç kalmadan okusa bile yirmibeşinde bunların hepsini nasıl yapabileceğini bilmeden isterler.Oysa bu donanımları çalışanlarında ve müdürlerinde görmek isteyen patronların çoğu ilkokul bile bitirmemiştir. Ama olsun onlar yine de isterler kendi egolarını tatmin etmek için..

Şimdi gelin çıkın işin içinden..Hiç okumadan ne iş olsa yapıp oraya buraya çarpa çarpa büyüyüyerek bir şekilde patron mu olsak;yoksa okullarda dirsek çürütüp böyle patron olmuş kişilerin çalışanı mı? Sanırım en iyisi biz de o küçüğün öfkesine uyup böyle yaman çelişkinin kalıbına tükürelim gitsin...

1 yorum:

  1. Sevgili Burçin,Çok güzel bir gerçeğe değinmişsin.O miniklerin acılarını gören büyüklerimiz ne kadar duysrsızlar.Benim fakir vatandaşımı ve çocuklarını bu hale getirenler ahkam keserler.Ancak yumurta kabuğu içinde ülkeyi göremeyen birer embriyo gibi davranmaktadırlar.Embriyolar çürüdü ve fena halde kokuyorlar.Artık onları tarihe gömme zamanı geldi.

    YanıtlaSil