7 Ocak 2010 Perşembe

BİZ BÜYÜDÜK VE KİRLENDİ DÜNYA...

Bugünkü gazetelerin birinde, Amerika'da gençlerin arasında yeni bir ''oyun'' başladığını ve giderek yayıldığını okudum.Haberin devamını getirdikçe tüylerim ürperdi. Aynen aktarıyorum ABD, Kanada, Fransa ve özellikle İngiltere’de yayılmaya devam eden “oyunun” yöntemi şöyle: Gençlerden biri diğerinin gırtlağını tüm gücüyle sıkarak şah damarına olabildiğince baskı uyguluyor. Boynu sıkılan genç beynine giden oksijen ve hava kesildiği için bayılma noktasına geliyor. İşte bu esnada serbest bırakılan genç, yere yığılıyor. Serbest bırakıldığında oksijen bir anda boğulan gencin beynine hücum ediyor ve bir nevi uyuşturucu çekmiş etkisi yapıyor.Bunu kameraya kaydedip internetten yayınlıyorlarmış tıklanma rekorları kırıyormuş bu durum ve sıkı durun bugüne kadar tam 86 kişi bu yüzden hayatını kaybetmiş. Vaaayy oyuna bakın!!! Ne kadar da yaratıcı ve insanı geliştirici değil mi ? Sokak aralarında oynadığımız yakar top yüzünden rahmetli anneannemin''Oğlum birbirinizin bir yerini acıtacaksınız''diye bizi azarladığını düşündükçe,geldiğimiz şu noktaya inanmak gerçekten güç.Bunun gibi birçok sapkın görüntüler internette dolaşıyor ve çoğu genç bunları seyredip bir çeşit ruh hastalığına emin adımlarla gidiyorlar. Korku filmleri gişe rekorları kırıyor, şiddet herkesi yavaş yavaş esir alıyor. Geçenlerde bir dostum bana yıllar önce söylediğim bir sözü hatırlattı ve ''sen haklıydın o zamanlar seni sapık olarak değerlendirmiştim ama şimdi bende senin gibi düşünmeye başladım'' dedi.O dönemlerde video kulübüm vardı ve gelen filmlerin kalitesini,görüntüsünü,konusunu bilmek adına hepsini seyretmek zorundaydım.Dile kolay 3000 filmi seyrediyoruz tek tek ,deli işi anlayacağınız.E tabii içlerinde erotik olmanın biraz ötesine geçenler de var. En hareketli olanların birinde ben ''bir gün çocuğum olduğunda ona sadece içinde sapkınlık olmayan bütün pornoları seyrettireceğim'' demişim.Arkadaşım bana pis sapık dercesine neden diye sormuş bende : Hayatta en güzel savaş bir kadın ve bir erkeğin yataktaki bu güzel anlarıdır, hiç olmazsa insanın en yalın hali. Top yok,tüfek yok,kan yok,ağlamak yok her iki taraf bu savaştan galip çıkıyor;biz de annenle bu savaşa girdik ve sonunda seni kazandık çocuğum diyebilmek için bunu yapacağım cevabını vermişim.Görüyorum ki yıllar beni haklı çıkarmış ve sevgili dostum hakkımı teslim etmişti.Gelinen noktada bence herkesin,hepimizin biraz dahli var diye düşünüyorum.Masumluğu yok ederek büyüdük.Bu şiddet görüntülerine ''oyun'' der olduk.Doğmamış çocuklar adına çok üzülüyor ve sormadan edemiyorum nereye gidiyoruz ? sevgili dostlarım
Ha ben mi ne yapacağım? Kendimi bu heyecanlardan ve atraksiyonlardan uzak tutup,onlara göre ''ot'' gibi olan hayatımı yaşamaya devam edeceğim..Günün birinde aramıza katılmaya karar veren çocuğuma da isim-şehir oyununu öğreteceğim :)))

3 yorum:

  1. Yazmak için doğmuş olabilir misiniz acaba....

    YanıtlaSil
  2. Ne yazıktır çocuklarımız çok incinicek... Henüz varlıkları bile yokken onlar için endişelendiğimizi doğduklarından sonra onlara söylememek sanırım en iyisi. Çünkü bu dünyaya beni getirmeye cesaret eden anne babanın ... diyebilme ihtimalleri yüksek. Yani onlar geldiklerinde dünya bunu diyebilecekleri kadar kötüye gitmiş olacak... İsim-şehir ve bildiğimiz gördüğümüz hayata karşı ayakta tutucu tüm olgulardan daha fazlasına ihtiyaçları olacak... BURÇ

    YanıtlaSil
  3. Biz bu bahsettiğin olgulara hala tutunursak,onları küçümseyip,teknoloji karşısında değer kaybetmelerine izin vermezsek eğer emin ol çocuklar da alır nasibini bu nimetlerden....Aileyle geçirilen zamanların tadına varırlar.Dışarılarda aramazlar mutluluğu....Yani herkes kapısının önünü süpürsün diyorum ben.Evlerde ailelerde başlar herşey...Saygılar
    AYLİN

    YanıtlaSil