29 Ocak 2010 Cuma

HANİ BENİM GENÇLİĞİM NERDE ???

Giderek yalnızlaşıyoruz,korkuyorum bu gelişmeden.
Yolda, markette,lokantada,otobüste,dolmuşta insanları izliyorum herkesin yüzünde bir mutsuzluk,
bir sıkıntı ve sürekli kavgaya açık bir duruş.
Herkes depresyon geçiriyor neredeyse.
Konuşamaz bir toplum olmaya doğru gidiyoruz.

Dün gazetelerde bir genç kızın intiharı vardı.Atıverdi kendini camdan öylece.Baktığınızda mankenlere taş çıkartacak bir görünüm ve güzellikte,gencecik biri
neden seçerdi ki intiharı ? Neydi bu kadar büyük sorunu?

Yüzde elli biri yirmi sekiz yaşın altında olan genç bir nesile sahip bir ülke olduğumuzu görmek bile beni hiç heyecanlandırmıyor artık.

Kendi jenerasyonumun yirmili yaşlarını düşündüğümde çok daha sosyal olduğumuzu fark ediyorum.En aktif olunması gereken dönemde gençlere bakıyorum,bir uyuşukluk bir vazgeçmişlik.İnsanlardan kopuk bir tavır sergilemekteler.Herkesin kulağında bir kulaklık, dışarıya kapalı bir şekilde yaşıyorlar.Çarpsanız özür dilemenize bile gerek yok; zira kulaklarındaki müziğin sesi o kadar yüksek ki sizi duymayacaklar bile.

Okumuyorlar,merak etmiyorlar,sorgulamıyorlar.
Konuşmak desen zaten yok iki laf bir araya gelip ağızlarından dökülemiyor çünkü fikir yok.
Zihni fukara olanın,fikri de ukala olurmuş misali,çoğunun aklı bir karış havada maalesef.(güzel gençlerimiz de var onlar alınmasınlar lütfen.Lafımızın kimlere gittiği bellidir)

Hangi model alınarak böyle bir toplum yaratılmaya çalışılıyor bilmiyorum ama biz yapı olarak buna uygun değiliz.İnternette dolaşan bir mail var uzun zamandır belki sizde görmüşsünüzdür.Hani şu çocukluğumuzdan özlediğimiz şeylerle ilgili mail.
Kimin kaleme aldığını bilmiyorum ama öyle güzel yazmış ki olanları, düşündüğünüzde siz de fark ediyorsunuz neleri yitirdiğimizi.


'Birbirimize yabancı yalnızlıklarımızla yaşar olduk' diyor mesela.Kimler altına imza atmaz ki?

Toplum olarak bir erozyon yaşıyoruz.Modern olacağız derken kaybettiklerimizi sıralamış mailde, her birini okudukça gözlerim doluyor.
Evet doğru diyorum, neler geçmiş hayatımızdan.
İnternet çağında olmak her şeyi elinin altında bulmak hayatımızı kolaylaştırabilecekken,biz insanlar onun da suyunu çıkartmayı başardık.Bir faydanın nasıl kocaman bir zarara dönüşebileceğini ve çocukluğumuzdan kalan en saf taraflarımızı da nasıl yok edebileceğini izliyoruz şu sıralar..

Çocukça bir saflıkla :(

8 yorum:

  1. Maalesef ki, düşüncelerinize katılıyorum.1980 Darbesi ile birlikte apolitize etme programları gayet iyi tuttu."Para" yükselen tek değer oldu,birçok değer unutuldu.Medyanın pompalamasıyla popüler kültür köşebaşlarını tuttu.Yazık ki birçok değerini kaybetti bu toplum.

    YanıtlaSil
  2. yazinizi her cumlesine katilarak okudum. universitede calistigim icin her sene universiteye gelen yeni neslin hayata karsi bir onceki nesilden daha kopuk, yani basindaki olaylara karsi daha vurdumduymaz olabildiginin en yakin sahidiyim.. yapi olarak uygun olmadigimizi dusundugunuz modele o kadar guzel uydurulduk ki, bu kesmekesin icinden cikmak mumkun mu bilemiyorum..

    YanıtlaSil
  3. Haklısınız popüler kültür herşeyi yutarak devam ediyor yoluna ve birçok değer onun çarkları altında yok olup gidiyor...

    YanıtlaSil
  4. Sizin bu durumla daha çok karşı karşıya kalıyor olmanız gerçekten çok üzücü Nilay hanım. Üniversiteler insanın söz hakkının geliştirildiği yerlerdir oysa.Orada öğrendik çoğumuz kim olduğumuzu,tartışmayı,bir fikir sahibi olmayı,duyarlılığı neden bu kadar pasif bir gençliğin olduğunu çözmek gerçekten çok zor.

    YanıtlaSil
  5. Ben kendimi savunmayı Üniversite yıllarımda öğrendim.Ondan önce büyükler ne derse o olurdu.Üniversiteden sonra öyle olmadı.Daha savunmacı ve atak düşünmeye başladım.Yukarıda bir arkadaş 1980 darbesi gençliği apolitize ettiğini yazmış.Bende aynı şeyi yıllarca söyledim.Bu söze katılıyorum.Ancak bir şey eklemek istiyorum.Gençliğin apolitize olması devlet eliyle yapılmıştır.Toplum olmaktan çok kişiselleşmiş ve sadece kendi menfaatlerini savunan kişiler toplumu temsil edemezler.Cem TOPAÇ

    YanıtlaSil
  6. kesinlikle gencligin apolitize edildigi ve Cem beyin dedigi gibi menfaatleri dogrultusunda hareket ettikleri dogru. gunumuzun dogru olan bir baska gercegi de evet biz universitede ogrendik kim oldugumuzu, tartismayi, duyarliligi ama gunumuz universite hayati maalesef bunu, bu ortami genclere saglayamiyor. ogrencilerin cogu ogrencilikten cok, ucundan kiyisindan calisma hayatina girmis durumda para ilk ve en onemli degerleri ve bu deger karsisinda onlar icin onemli olan cok az sey var maalesef..

    YanıtlaSil
  7. Bence gençlerin sorunu iflah olmaz bir umutsuzluk. Şöyle düşünün; henüz 20'li yaşlardasınız ve ülkeye şöyle bir bakıyorsunuz, elle tutulur tek dalınız yok. Okusanız işsiz kalacaksınız, iş bulsanız zar zor geçineceksiniz, bu arada her an bir cinayete kurban gitme olasılığınız var hatta balkonunuzdan soğan alırken bir maganda kurşunu ile ölmek gibi salak bir ölüm kapınızı çalabilir. Bu çocuklar kocaman bir karanlığa bakıyorlar. Bunun için bu kadar boşvermiş ve umursamazlar. Birazcık ışık görseler gözleri parlayıp canlanacaklar eminim. Ama hiç ışık yok.

    YanıtlaSil
  8. Evet haklısınız ama sanırım bu bir yaman çelişki.Yani biraz tavuk-yumurta durumu gibi. Hani gençler bu kadar vurdumduymaz olduğu için mi buraya geldik? Yoksa olaylar mı onları buna sürüklüyor çok işin içinden çıkılacak gibi değil aslında.Toplumun fertler tarafından oluştuğu düşünülürse eğer;daha önceki yazılarımdan birinde de söylediğim gibi her konuda seçmemeyi öğrenmeli toplum.Yanlışa prim verilmez,hakların dağıtılan değil kazanılan bir olgu olduğunun bilinciyle hareket edilirse bence ışık yüzünü gösterecektir diye umut ediyorum...

    YanıtlaSil